15 Ekim 2023 Pazar

BİRAZ ONDAN,BİRAZ BUNDAN

 

BENİM KIYAFETLERİM.....


 Havanın soğumasıyla birlikte çorap mevsimi de başladı ama sadece çorapların dönemi değil aynı zamanda kışlık ayakkabıların,botların ve çizmelerin de giyilmeye başlayacağı zamanlar oldukça yakın.Bunlara kazakları,kabanları da hatta eldiven ve bereleri de eklesek hiç de fena olmaz sanırım.Kısacası,tüm kışlık kıyafetlerimiz yavaş yavaş dolaptaki yerlerinden çıkmaya başladı.

 Ben de geçen gün kışlık kıyafetlerimi gardırobun diğer tarafından alıp yazlıklarla yer değiştirdim.Bazıları tekrar yıkandı ve bazıları da ütülenip yeni yerlerine çoktan yerleştiler bile.Birkaç kıyafetimi de kuru temizlemeye verip tekrar temizlettim.Ayakkabı,bot ve çizmelerimi de kutularından çıkartıp şöyle bir gözden geçirerek boşalan kutulara da yazlık sandaletlerimi,terliklerimi ve bazı spor ayakkabılarımı koyarak dolaptaki raflara dizdim.Bazılarını da hemen giyip eksiği,söküğü var mı diye aynanın karşısında üzerimde nasıl durduklarına tekrar baktım.Bunları yapmak neredeyse bir hafta sonumu aldı.Umarım yaz mevsimi kendisini fazla özletmez ve kısa zamanda tekrar yaz aylarını görmek kısmet olur.

 


 Kazaklarımı yerleştirirken bazılarını görünce sevinmedim değil.Balıkçı yaka olanlardan kayık yaka olanlara,yünlü olanlardan ajurlulara kadar farklı renk ve desenlerde kışlık kazaklarım çokmuş meğerse.Bunların arasında ajurlu triko kazaklarımı ayrı sevdiğim bir gerçek.Zaten yarı şeffaf ve file desenli olan triko kazak ve çorapları hep sevmişimdir.Hele hele balıkçı yaka olan kazak ve trikolar ajurlu ise yani kısmen iç gösteriyorsa o zaman daha da severek kullanıyorum.

 Ajurlu modelleri kullanırken hafif iç göstermesi pek sorun değil çünkü içime bir body ya da jarse bir içlik giyerek de vücudumu kapatabiliyorum.Kol kısımlarının kısmen görünmesi beni rahatsız etmiyor açıkçası.Ama fotoğrafta olduğu gibi sadece iç çamaşırın ya da bir sütyenin üzerine giyip kullanmak için çok cesaretli olmak gerekiyor.Tek sorun ise soğuk havada giymeye pek uygun olmamaları.Ya üzerime kalın bir kaban giymek zorunda kalıyorum ya da kapalı bir ortamda olacaksam kullanıyorum.Nasıl denir,hani mevsimlik diye bir tabir vardır ya aynen öyle.İlkyaz ve sonbaharın serin dönemleri için idealler.

 

Tam olarak karşılığı mı bilemiyorum ama sanırım bohem denilen tarzı da beğeniyorum.Hani biraz daha rahat kesimlerin olduğu elbise ve etekler ya da işlemeli,dantelli bluzların ve kazakların yer aldığı tarz bana daha uygun gibi.Hatta kolları bilek kısmına doğru genişleyip,elin üzerine doğru dökülen işlemeli bluz,gömlek ve kazaklar da ilgi alanımı oluşturan kıyafetler oluyor genelde.Ki takı ve aksesuarlar da bu tarz giyimde oldukça öne çıkan unsurlar. Ben de takıları çok sevdiğim için bu tür işlemeli kıyafetlerle takıları birleştirerek kullanmaya çalışıyorum.Kendimce güzel şeyler yaptığımı düşünüyorum.

 İşin gerçeği ben bu tarzı bilerek böyle giyinmiyordum.Hoş, sürekli olarak bohem tarzda,Çiçek Çocuklar gibi giyinip de dolaşmıyorum 😜Akılınızda o şekilde de canlanmasın.Uzun senelerdir Rock dinliyor ve Led Zeppelin,Deep Purple hayranı birisi olabilirim belki ama Janis Joplin gibi de giyinmiyorum🤗🤘


Bir gün bu anlattığım tarzda giyinmiştim ki birisi bana ;

" Bohem kıyafetler mi giyiyorsunuz? " diye sorunca bende jeton o zaman düşmüş oldu.Dediğim gibi aslında tam bir bohem tarz değil de onu andıran işlemeli,dantelli ve yarı şeffaf olan üst giyimi severek tercih ediyorum.



 Bana soracak olursanız en rahat alt giyim türünün etek olduğunu söylerim.İnanılmaz rahat ve bir o kadar da şıktır benim için.Elbise de çok rahattır ama eteğin yeri bende hep ayrı olmuştur.Pantolonu ise rahatlık olarak onlarla kıyaslamam pek söz konusu değil.Özellikle yaz mevsiminde jean pantolon giymek gerçekten zor.Pantolonun modeliyle ne kadar oynarsanız oynayın,kumaşını istediğiniz kadar ince ya da farklı dokumaya çalışın sonuçta ortaya çıkacak olan yine bildiğimiz pantolon olmakta.
 Oysa etek ve elbiselerde gerek model bakımından  gerekse de kumaşın özelliğine dayalı inanılmaz bir çeşit var.Hem model yönünden oldukça zengin bir çeşidi var  hem de kumaş alternatifiniz çok daha fazla.Ve tabi bunlara ilaveten kumaşın rengi ve deseni de işin içine karışınca,aklın almayacağı bir kombinasyon ortaya çıkıveriyor..
 Giydiğim eteklerin ortak noktalarından birisi de cepli olmaları.Cepli eteklerin pilili olan modellerini çok severim.Boyları genelde diz kapağı hizasında ya da biraz aşağısındadır.Midi boy desek daha doğru olacak galiba.



 Giydiğim etekler arasında bulunan bir diğer model ise tam bir efsane model olan kalem etekler var.Efsane dememin asıl nedeni ise gerçekten efsane modacı Christian Dior tarafından 1950 'li yılların başında tasarlanmış ve ilk onun tarafından moda dünyasına kazandırılmış olmasından kaynaklanmakta.Neredeyse yüz yıla yaklaşan bu efsane model hala büyük beğeniyle giyilmekte.

 Kalem eteğin çıkış tarihi hemen hemen külotlu çorabın ortaya çıkıp yaygınlaşmasıyla aynı tarihlere denk geliyor.Bu tarihten önce çok daha uzun olan,hatta topuk seviyesine kadar uzanan eteklerin boyları bir anda kısalarak dizin biraz üzerine gelmiş oldu.Böylece çok daha uzun modeller için kullanılan kumaş miktarından da tasarruf edildi.Çünkü bu yıllar aynı zamanda İkinci Dünya Savaşının henüz bittiği ve ekonomik yönden birçok ulusun sıkıntı çekmiş olduğu yıllar idi.

 Kalem eteklerin çok fazla rağbet görmesinin bir diğer nedeni de naylon külotlu çorapların yaygınlaşması sayesinde oldu.Kalem eteğin yırtmaçlı oluşu ve uzunluğunun eski eteklere nazaran daha kısa olması nedeniyle,ince külotlu çoraplar bu eteğin herkes tarafından kullanılmasına yol açtı.Bu arada da uzun etek ve elbiselerle giyilen jartiyer de eskisi kadar rağbet görmemeye başladı.


 Külotlu çorapların jartiyere göre çok daha kullanışlı ve pratik idi.Aynı zamanda naylon iplikler şeffaf olduklarından bu ipliklerle dokunan çoraplar,bacağı çok daha düzgün ve doğal göstermekteydiler.

Bu tarihten yaklaşık on-on beş yıl kadar sonra yani altmışlı yılların sonu gibi düşünürsek,bu sefer etek boyları bir kez daha kısaldı ve mini etekler ortaya çıktı.Külotlu çorapların ise rengarenk opak türleri piayasaya sürüldü.


 Diz seviyesinde ya da dizin biraz üstünde olan bu model etekleri ben de çok giyiyorum.Basen ve kalça yönünden daha düz bir vücut yapım olduğu için kalem etekleri kullanmak kolay oluyor.Pantolon giymekten pek bir farkı yok aslında.
 Etek alırken kısmen de olsa bazı modellerin bel kısımları bol olabiliyor.Doğal olarak kalça kısmım belime nazaran daha geniş olduğu için bel bölgesinde bir boşluk ya potluk ortaya çıkabiliyor.Bunu da terzide küçük bir ayarlamayla çözüyorum.  
 Kalem etekler hareketi biraz engelliyor olsalar da yırtmaç sayesinde kullanımı biraz daha kolay.Ama ne olursa olsun oturup kalkarken yine de dikkatli olmak gerekiyor.
 Bu model eteği,yüksek ve ince topuklu bir ayakkabı,çizme ya da yine ince topuklu zarif bir bot ile giymek bence daha şık göstermekte.Benim tercihim ise ince topuk bir ayakkabı.


 Pilili ve cepli olan etekler ise sevdiğim başka modellerden bir diğeri.Çoğunlukla çan etek dediğimiz bu modellerin boy ölçüleri ise bildiğiniz gibi diz seviyesinin altında yer almakta.Özellikle kış mevsiminde daha çok tercih ettiğim bu modeli ise çizme ile giyiyor olsam da botlarımla da giydiğim oluyor.Ve tabii ince topuk olmak kaydıyla 😊💖

 Bu eteklerimin kumaşları ise genelde kalın,hatta kısmen de içeriğinde yün olan kumaşlardan oluşmakta.İç kısımlarında ise saten ya da pamuk astarlı olanları giydiğim gibi bazılarıyla jüpon giymeyi de tercih ediyorum.Kumaşı yünlü olan bir etek ve altına bir jüpon ile hem güzel bir görünüm elde ettiğim gibi aynı zamanda da soğuktan da korunmuş oluyorum. 
 
 Etek ve elbise giyerken çoğumuzun yaşamış olduğu sorunlardan birisi de elektriklenmedir.Elbisenin ya da eteğin uç kısımları elektriklenince etek uç kısımları toplanır ve adeta bacağa yapışır.Giydiğimiz naylon külotlu çoraplar ise bu duruma adeta davetiye çıkartır.Jüpon giyerek kısmen de olsa bu durumun üstesinden gelebiliyorum.Ya da eteğin iç kısmına dikilecek bir astar yine elektriklenmeye engel olabilmekte.En pratik yolu ise giysiyi biraz nemlendirmek.Ama bu sadece o anlık bir durum oluyor.Nemlilik gidince sorun tekrar başlıyor.Yıkarken sirke kullanmak da bu işi biraz olsun çözebiliyor.Ben bazen de giymiş olduğum çorabı nemli ellerimle düzeltip toparlarım.Çünkü hafif nemli ellere çorap güzel yapışır ve istediğiniz gibi sağa sola,aşağı yukarı doğru toplayıp yön verebilirsiniz.Tabii bunu yaparken parmaklarınızla çekerek değil de sadece elinizin iç kısmıyla yapmanızı öneririm.Naylon çoraplar ne de olsa gün içinde kayma ve toplanma yapabiliyorlar.Böyle zamanlarda nemli ellerimle bacağımın üzerinden hem çorabı düzeltip hem de oluşan elektriklenmeyi kısmen de olsa önlemiş oluyorum.Kış mevsiminde elinizi çok ıslatmamanızı da hatırlatmak isterim çünkü çorabı toplayayım derken fazla ıslatırsanız soğuk hava bacaklarınızı çok daha fazla üşüteceğinden emin olabilirsiniz. 


 
 



 Bazı günlerde ise daha rahat yürümek için etekleri,spor ayakkabılarla birlikte giydiğim de oluyor.Bildiğiniz üzere her zaman topuklu giymek mümkün değil.O yüzden rahat bir ayakkabı ile de etek kombinasyonu yapmak oldukça kolay.











 Havanın yağışlı olduğu zamanlarda ise daha rahat bir gün geçirmek istiyorsam bu sefer de kalın tabanlı deri bir çizme giyerek hem soğuktan hem de ıslanmaktan korunmuş oluyorum.

 Bu tür kalın tabanlı çizmeler,yağışlı kış mevsimi için ideal modellerden birisi.Tabanlarının kalın olması soğuğa karşı çok daha korunaklı olduğu gibi kauçuk kaymaz tabanlıklarla buzda ve ıslak ortamlarda kayıp düşmenizi de önleyecektir.

 Kullanmış olduğum çizmelerimin neredeyse tamamı fermuarsızdır.Fotoğraftaki gibi olan bazı modellerin üst kısmı lastikli olduğu için giyip çıkartılması da kolay.Yine fermuarsız olan bazı çizmelerim de ise lastikli kısım yok ama yukarı doğru genişleyen bir modelde olduklarından onları da giyip çıkarmada bir sorun yaşamıyorum.Ben bu türlere çizme diyorum ama genelde bot olarak bilinmekte ve öyle de satılmaktalar.



 Etek giyiyor olmamın en güzel taraflarından birisi de aynı etek ile değişik ayakkabı ve çorap giyerek farklı görünmek çok kolay.Botlarımla giydiğim bir eteği biraz daha klasik görünümlü bir ayakkabı ile giyerek daha farklı bir görünüme bürünmek kesinlikle mümkün.Hatta bazen giydiğim eteğin altına hangi ayakkabımı giysem diye aynanın karşısında deneyip öyle karar veririm.

 Mesela yandaki fotoğrafta gördüğünüz eteğin üzerine rock t-shirt'ü giyerek konsere gittiğimi iyi hatırlıyorum.Tabii aynı durumu bir elbiseyle de yaptığınızda birbirinden farklı ve çok daha güzel sonuçlar alınacağınızdan da eminim.Bu durumu bir çoğunuzun benden daha iyi bildiğinden hiç şüphem yok.

 Anlattıklarım belki yanlış bilgiler içeriyor ya da sizlere hiç uygun gelmeyen tarzlar da olabilir elbette.Kendi deneyimlerimi ve bildiklerimi sadece sizlerle paylaşmaktır niyetim.





 


 Ve yine aynı etekle fakat farklı bir ayakkabı giyerek elde edilen sonuç bence oldukça farklı.Bu sefer puantiyeli bir külotlu çorap,balıkçı yaka ve vücudu saran lastik örgülü bir kazak ve ince topuk bir ayakkabı giyerek de farklı bir tarz elde etmek  pekala mümkün.Hatta kazağın üzerine bir kolye de hiç fena durmuyor 🥰Topuz saç ve halka küpelerle şık olunabilir diye tahmin ediyorum.
 

 

 Topuz saç demişken, bunun en sevdiğim saç modeli olduğunu söylemeden geçmek istemiyorum 💜✨Özellikle sıcak havada ve yaz mevsiminde saçlarıma bu şekli vermeyi çok seviyorum.Sıcaklarda serin tuttuğu gibi bunun tam tersi kış mevsiminde ise başınız,boynunuz üşüyebiliyor.Eğer kış döneminde topuz saç kullanacaksam,balıkçı yaka bir kazak ya da yine boğazlı bir body, üşümeme engel oluyor.
 Topuz saç aynı zamanda kişiyi biraz daha uzun boylu da gösterebiliyor.Bence çok güzel bir saç modeli 💜🥰Hem sade hem de şık.Kendime çok yakışırdığım ve severek kullandığım bir saç modeli.


 Giymiş olduğum etek ve elbiselerde tercihim çoğunlukla ince topuklu ayakkabılar oluyor.Onlarda dikkat ettiğim bir diğer özellik ise altı-sekiz santim aralığında bir topuk yüksekliğinde olmaları.Bu ölçü aralığı benim için en uygun değerler.Hatta sekiz santimlik bir topuk fazla bile.

 Topuk yüksekliğinin fazla olmasının benim açımdan zor taraflarından birisi de naylon çorapların,yüksek topuklu ayakkabılarda,ayağımın  ayakkabı içerisinde kaymasına olması.Bunu çok defa hepimiz yaşamışızdır.Bu soruna benim bulduğum en iyi yöntem ise stilettoları ya da yüksek topuklu kabul edeceğimiz ayakkabıları,çorapsız giymek oluyor.Çorapsız giydiğimde ayağımın kaymamasını bu şekilde sağlayabiliyorum.

 Boyum uzun olduğu için altı-sekiz santim değerlerini fazla abartmadan,ortalama altı santimlik bir topuk ölçüsünü korumaya dikkat ediyorum.Topuk yüksekliği arttıkça da hem yürümek zorlaşıyor hem baldır bölgesindeki kaslar daha belirgin hale gelip kötü bir görünüm oluşturabiliyor.O yüzden topuk yüksekliğini belirli oranlarda tutmakta fayda var.Bu sayede yürümek benim için daha da kolaylaşıyor.Ve ne olursa olsun etek ve elbiseyi tamamlayan en önemli unsurlardan birisi de ince topuk....  

 



 Henüz çok küçük bir çocukken-ki sanırım ilkokula yeni başladığım zamanlar olacak-giymiş olduğum bir sandalet, fotoğrafta görmüş olduğunuz bu modele oldukça benzemekteydi.Çok net hatırlıyorum ki yine beyaz idi fakat onun burun kısmı açıktı.Hatta yine iyi hatırlıyorum ki açık olan burun kısmı parmaklarımı acıtmıştı.Ama yine de giymiştim 😂🥰

 Zaten öyle de değil midir?

 Vitrinde duran ve adeta size seslenen o ayakkabıyı ne olursa olsun satın almaya çalışırız.Hatta ayak numaranıza uygun olanı kalmamış bile olsa bir büyük ya da bir numara küçük olanı da olsa yine de alınır😊O ayakkabı ayağımızı yara bile yapsa onu mutlaka giyeriz.Bu durum sizde de aynı şekilde değil mi?

Yanılıyor muyum yoksa? 😉



 Önceki yazılarımda da sık sık bahsetmiş olduğum body çamaşırlar da yaz mevsimi hariç sürekli giydiğim ürünler arasında yer almakta.Son derece rahat ettiğim bu çamaşırların kancalı ve çıtçıtlı olan modelleri bulunmakta.Benim kullandıklarım ise  kancalı olanları.Genelde ayarlanabilir iki sıra iliği olan bodylerin de çok değişik türleri bulunmakta.

 Çok farklı modelleri olan bodylerin ince ve kalın askılı türleri olduğu gibi kısa ve uzun kollu olanlarından bisiklet yaka,V yaka ve balıkçı yaka olanlarına kadar oldukça geniş bir yelpazede çeşitleri mevcut.

 Bunlara ilaveten,karın ve vücut şekillendiren korseli ve yarı korseli olan,esneklikleri değişkenlik gösteren türlerini bulmak da mümkün.



 Bütün bu saydığım body türlerinin hemen hepsini kullanmaktayım ve oldukça rahat ettiğimi söylemeliyim.Özellikle yarı korseli olanlarını çok giyiyorum.Yarı korseli olanları diğer tam korse özelliğinde olanlara tercih ediyor olmamın sebebi ise tam korse bodylerin bazı modellerinin karnıma çok fazla baskı yaparak rahatsız ediyor olmalarından dolayı.

 Bunun yanı sıra soğuk havalarda ise uzun kollu balıkçı yaka olan modellerini de sıklıkla kullanıyorum.Üstlerine geniş yaka bir kazak giyerek kullanmak güzel oluyor.Genelde ajurlu olan olan üst kıyafetlerimi bu şekilde olan balıkçı yaka ve uzun kollu bodylerle tamamlamayı seviyorum.Bu sayede ajurlu desenin tenimi göstermesine kısmen engel olduğum gibi aynı zamanda da altında siyah ya da beyaz bir fon oluşturuyorum.





 

 Body giyerken dikkat ettiğim unsurlardan birisi de; 
 Eğer külotlu çorap giyeceksem önce çorabı giyip sonra badiyi çorabın üzerine giyiyorum.Hemen her zaman body,külotlu çorabın üzerinde olacak şekilde giyinmeyi tercih ediyorum.Tabii bu durum illaki böyle olacak diye bir kural da yok.

 Hatta  giyeceğim body,kısmen şekillendirici özelliğe sahipse daha düzgün bir görünüm elde etmek için külotlu çorabı yine bodynin altında bırakmaktayım.





 
 


 Mesela külotlu çorabı bu şekilde bodynin üzerine çıkarmam pek mümkün değildir.Çorapla body aynı renk dahi olsalar body her zaman çorabın üzerinde yer alıyor.

 Tabii bu benim tercihim etmiş olduğum bir yöntem.İlla,sürekli olarak body üstte yer alacak diye de bir şart,kural da yok elbette.Eğer üstünüze koyu renk bir elbise giyecekseniz pekala bu mümkün.Siyah bir elbise ve ten renk bir çorap giyecekseniz bu şekilde de kullanabilirsiniz elbette 💜😊








  Eğer sıkı bir korse giymeyi düşünüyorsam bu gibi durumlarda silikonlu dizüstü çorapları giymek daha pratik ve kullanışlı olabiliyor.Hem korse hem de külotlu çorabı üst üste giymek, rahatlık yönünden pek uygun değil bence.

 Tabii sadece korseli bir külotlu çorap giyerek de bir çözüm üretmek mümkün elbette.Ama korseyi ve çorabı ayrı ayrı giymek farklı bir rahatlık ve ayrı bir keyif.

 Silikonlu dizüstü bir çorap giyeceksem de tahmin edeceğiniz gibi diz seviyesinin altında olan daha uzun etek ve elbiseleri giyiyorum.

 Bütün bunların hepsi aslında tüm kıyafetinizi nasıl oluşturacağınız ile ilgili.Çünkü hemen hepsi birbirleriyle alakalı.Seçeceğiniz çorabın modeli dahi eteğinizin boyunu etkilemekte.Tabii ki ona göre de ayakkabı seçmeniz gerekiyor.Bütün bunlara bir de takı ve makyaj faktörü eklenince işler bazen karışmıyor da değil.Aklıma gelmişken söylemeliyim ki tüm bunlara ilaveten işin içine bir de saçınızın modeli giriyor.Çok fazla ayrıntıya takılmamak en doğru tercih sanırım 😉



 Kendi adıma konuşacak olursam tüm bunlarla uğraşmak zor olduğu gibi bir o kadar da zaman alıcı uğraşlar.Ve kesinlikle maddi yönü de unutulmamalı.Bu yüzden bulduğum en pratik yollardan birisi de çok fazla suya sabuna dokunmadan belirli sınırlar içinde kalarak,uyumlu ve temiz giyinmeye çalışmak.Yıllar içerisinde belirli kalıp ve modeller de kafamda yer ettiği için bunların dışına pek çıkmamaya çalışıyorum.Genel olarak giydiğim modeller aynı diyebilirim.Değişen ise renkleri ve desenleri oluyor.


 
 Buraya kadar yazdıklarımla ilgili olarak,giymiş olduğum kıyafetler hakkında sizlere kısa bilgiler vermeye ve edinmiş olduğum tecrübeleri ama doğru ama yanlış bildiğim kadarıyla anlatmaya çalıştım.
 İsterseniz biraz da külotlu çoraplardan bahsedelim.Gerçi blog yazılarımda sürekli onlar hakkında bir şeyler yazmaya çalışıyorum ama yeri gelmişken bahsetmeden geçmeyeyim
 Külotlu çoraplar sizlerin de bildiği gibi giymiş olduğumuz etek ve elbiselerin ayrılmaz birer parçası,aksesuarları.Yeri geldiğinde bizi soğuktan koruyan yeri geldiğinde de bacaklarımıza daha güzel bir görünüm vermek için kullandığımız birer makyaj malzemesi olabiliyorlar.
 Yazılarımda da bahsettiğim gibi çok fazla çeşidi olan külotlu çoraplar,etek ve elbiselerle uyumlu şekilde kullanarak değişik tarzlar yaratmamıza olanak tanıyor.
 Genel olarak düz,desenli,fonksiyonel,file ve sağlık grubu olarak sınıflandırdığım bu çorap türünün bütün modellerini giyiyorum.
 


Düz grupta bulunan külotlu çorapları da ;
 
 Ultra ince olanlar                             (5-10 Den),

 İnce ve yarı şeffaf olanlar                (15-40 Den),

 Opak ve teni göstermeyenler           (50-80 Den),

 Termal grupta olan kalın çoraplar     (80-120 Den) 

 olarak genel anlamda sınıflandırmam mümkün.Tahminime göre de en çok giydiğimiz çoraplar bu düz gruptakiler.
 















 Desenli grupta yer alan külotlu çoraplar ise genelde on beş denye incelikten başlayıp elli-altmış denye kalınlığa kadar üretilmekteler.Yazmış olduğum bu değerler markadan markaya  değişkenlik gösteriyor olsa da ben burada biraz daha tahmini değerler vermeye çalıştım.Mesela yüz denye desenli çoraplarda vardır muhtemelen ama ben biraz daha genel bir sınıflandırma yapmak istedim.

 Tahminlerime göre de düz çoraplardan sonra en çok giymiş olduğumuz çoraplar desenli olanlar.
 







 
 Fonksiyonel yani şekillendirici-korseli diye tabir ettiğimiz çoraplar ise genelde 15-20 Denye incelikten başlayıp daha kalın ve kış mevsiminde giydiğimiz 40-70 Den aralığında olanlarına kadar sınıflandırmak mümkün.

 Bence bu model külotlu çorapları da çok sık giyiyoruz.Benim de sık sık giymiş olduğum bu çorapların eksik taraflarından birisi desenli olmamaları.Hem desenli hem de korseli külotlu çoraplar oldukça az.

 İkinci eksik yönleri ise renk çeşidinin oldukça az olması.Sadece bildiğimiz siyah,ten,açık ten ve bronz renkleri bulunmakta.Oysa bu renklerin yanı sıra kahve,açık kahve,lacivert,açık gri ve vizon gibi renklerinin de olmasını dilerdim

 
 


 File çorapların ise incelik ve kalınlık değerleri pek bilinmemekte.Başlı başına marjinal ve ele avuca sığmayan bir grup olduğu için üretici firmalar,onların kaç denye olduklarını dahi pek belirtmiyorlar.

Asi grup 🤘💜

 Bazı markaların file çoraplarında-ki bu genelde mikro file dediğimiz grup oluyor-sadece onların yirmi denye oldukları belirtiliyor.Bazı firmalar da ürettikleri kış filelerine 40 denye,60 denye gibi değerleri yazabiliyorlar.Ama genel olarak denye anlamında belirli bir açıklayıcı ifade pek kullanılmamakta.Bunun yerine küçük file,orta file,büyük file ya da mikro file dediğimiz,gözeneğinin büyüklüğüne ya da küçüklüğüne göre kendi aralarında sınıflandırılmaktalar.





 
 Sağlık grubundan olan külotlu çorapları ise;
10-20 mmHg hafif basınçlı,

20-30 mmHg orta basınçlı ve 

30-40 mmHg basınçlı olarak üç farklı değerde olacak şekilde sınıflandırabilirim.

 Bunların haricinde 10 mmHg değerinden daha az basınç oluşturanlara da dinlendirici,yorgunluk önleyici çoraplar diyebiliriz.Dediğim gibi tüm bu değerleri fazlasıyla genelleyerek ve sadece bir fikir olsun diye burada belirtiyorum.Oysa,farklı markaların değişik özelliklere sahip ve bu değerlerin dışında olan çorapların da satıldığını belirtmiş olayım. 



  Bu yazımı yazmaktaki asıl amacım,giydiğim kıyafetlerin neler olduğunu ve onları nasıl giydiğim hakkında sizlere kısaca bilgiler vermek idi.Aynı zamanda da çorap konusundan biraz uzaklaşmanın daha iyi olacağını düşündüm.Şüphesiz ki yanlış bildiğim ya da bana doğruymuş gibi gelen bilgiler ve deneyimlerim de olabilir yazdıklarımda.Çünkü ben de hala öğreniyorum ve biraz daha kendimi geliştirmeye çalışıyorum.O yüzden tavsiyeleriniz ve görüşleriniz de benim için oldukça önemli. 


  

 İlerleyen dönemde sadece çoraplar hakkında değil,belki bir ayakkabıdan,belki bir kazaktan ve belki de bir elbiseden bahseden yazılar da yazmayı düşünüyorum.Tabii bunda ne kadar başarılı olurum ya da onlar hakkında da yazılar yazabilir miyim bilemiyorum.

 Yazı yazmayı seviyorum.Bazen gecenin bir yarısı bazen de gündüzün bir vakti,aklıma gelen bir konu hakkında yazmaya başlıyabiliyorum.

 Kıyafetleri de çok seviyorum.Onları giymek ve onlar hakkında gözlemlerimi yazmak da beni fazlasıyla mutlu ediyor.Farklı kumaşlar,değişik desenler ve ilginç tasarımlı kıyafetler giymek gerçekten keyif verici.

 Ve yazı yazarken günlük hayatı tamamen unutuyorum.Belki abarttığımı da düşünebilirsiniz ama burada yazı yazarken tamamen başka bir dünyaya geçmiş gibi oluyorum.Bu aynı zamanda beni inanılmaz derece de dinlendiriyor.Bazen kaçıp kafayı dağıttığım ve huzur bulduğum bir dünyada olabiliyor benim için.Bu tür alanları hep çoğaltmaya çalıştım.Spor yaparak,hobiler edinerek,farklı yerler görerek,giyinerek,sevdiğim işi yapmaya çalışarak ve çıkar ilişkisine dayalı olmayan güzel insanlar tanıyarak yol almaya çalıştım.O sebeple nerede,neyle ve nasıl mutlu olabilirimin cevaplarını aradığım çok zamanlar oldu.Kısmen de başarılı olduğumu söyleyebilirim.

Bunları yapmaya çalışırken de devamlı güldüm.
Sürekli tebessüm ettim.
Çünkü gülmek güzeldir.
Gülerseniz,güzelleşirsiniz.
Tıpkı bir ayna gibi.Ne yansıtırsanız size de o yansır.
....ve öyle de görünürsünüz.
Kesinlikle görünürsünüz.....

Ama,
Gücün karanlık tarafına geçerseniz,
Zamanla, 
Siz fark edemeden,
Kararırsınız.
Maazallah yüzünüze,elinize ve dilinize yansır
.....ve öyle de görünürsünüz.
Kesinlikle görünürsünüz......

  Hayattayken ve hala yaşıyorken,kendimizi iyi hissedeceğimiz daha huzurlu ve mutlu olacağımız şeyleri kaçırmadan,kararmadan yaşamak dileğiyle.... 

Sevgi ve Saygıyla
Mantyhose Çorap


2 yorum:

  1. Sevgili, güzel kalpli,aynı yollardan yürüyen ve hayata gülümseyen bizler...İlk yazılarınıza başladığınızdan beri Sizleri takip etmekteyim...Nasıl olur böyle birşey, sanki bu yazıları yazan benmişim gibi...Nasıl bir benzer ruh ali, hayata benzer bakış hali, cümlelerdeki benzerlikler...Sizi ve yazılarınızı en azından burdan dahi okuyabilmek, duygularınızı ve daha ötesini de anlayabilmek...Bilmem belki de kendimle bu kadar eşdeğer birini keşfetmek bana mutluluk, yaşama sevinci ve huzur veriyor...Bu dünyada
    paylaşacağımız çok şeyler var daha....İyi ki varsın Yol Arkadaşım...Sevgiyle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Bu satırlardan bir yerlere ve sizlere ulaşabildiysem ne mutlu bana.Hele bir de hayata dokunabildiysem daha ne diyebilirim ki...?Çok nazik ve güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim.Sağ olun....
      " İnsanlar birbirlerine benzer " derler ya hep,sanırım hissettikleriniz bu ifadeyle ilintili.Genelde bu ifade ile cismani benzerlik kastediliyor olsa da bence işin aslında ruhsal,manevi benzerlik daha ön planda gibi.Ve tabii dediğiniz gibi kurulan cümleler,aynı düşünceler ve hayata bakış açısı gibi kavramlar da benzerlik gösterebiliyor.Bu da oldukça doğal.
      Bir nebze de olsa sizlere mutluluk ve yaşama sevinci katabilmiş olmak beni çok daha mutlu etti.Bunca yıldır yazılarımı okuma sabrını gösterdiğiniz için,zaman ayırdığınız için ve yorum yazdığınız için çok teşekkür ederim.
      Sevgi ve saygıyla
      Mantyhose Çorap

      Sil