Bir varmış,bir yokmuş.Evvel zaman içinde,kalbur saman içinde.....Pire berber iken,deve tellal iken,ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken,
Bir zamanlar
hiç toprağı olmayan bir köylü vardı; adamcağızın sadece bir evceğizi ve bir de
kızı vardı. Bir gün kızı, "Krala gidelim de biraz toprak isteyelim"
dedi.Kral yoksulluklarını duyunca onlara bir dönüm arazi verdi. Kız babasıyla
birlikte toprağı işleyerek hububat ekti. İşleri tam bitmişti ki, tarlanın
ortasındaki toprağın altında saf altından yapılmış bir havan buldular. Adam,
"Dinle" dedi kızına. "Kral bize acıdı da bu toprağı verdi; o
yüzden bu havanı ona vermeliyiz."
Ama kızı
buna razı olmadı: "Baba, biz havanı verirsek, bu sefer tokmağını isteyecek.
Onun için önce havanın tokmağını bulalım; sen hiç ses etme" dedi.Ancak
köylü onu dinlemedi ve havanı aldığı gibi kralın huzuruna çıkarak onu tarlada
bulduğunu ve saygınlığını kanıtlamak amacıyla kendisine vermek istediğini
söyledi.
Kral havanı aldıktan sonra ona daha başka bir
şey bulup bulmadığını sordu. "Hayır" diye cevap verdi köylü. Bunun
üzerine kral ona hemen bu havanın tokmağını bulmasını emretti. Köylü
aradıklarını, ama bulamadıklarını söyledi. Ama bunun bir yararı olmadı; sanki
havaya konuşmuştu.
Köylüyü hapse attılar; havanın tokmağı bulununcaya
kadar orada kalacaktı. Alışılageldiği gibi, gardiyanlar ona her gün ekmekle su
getiriyordu. Ancak her seferinde adamın, "Ahh, keşke kızımı dinleseydim!
Ah, ahh, keşke kızımı dinleseydim" diye bağıra bağıra yakındığını duyunca
krala giderek onun artık yemeden içmeden kesildiğini bildirdiler.Kral adamı getirmelerini
emretti. Ve ona neden "Ahh, keşke kızımı dinleseydim" diye bağırıp
durduğunu sordu.
"Kızın
sana ne söyledi ki?"
"O bana
havanı vermememi, yoksa tokmağını da bulup size getirmek zorunda kalacağımı
söyledi."
"Madem
ki, bu kadar akıllı bir kızın varmış; getir şunu da, bir görelim" dedi
kral.
Kız kralın huzuruna çıkarıldı. Kral ona, bu
kadar zeki olduğuna göre, bir bilmece soracağını, eğer bunu çözerse kendisiyle
evleneceğini söyledi. Kız evet diyerek bu bilmeceyi çözebileceğini savundu.Bunun
üzerine kral, "Benim huzuruma öyle çık ki, üzerinde giysi olmasın;
çırılçıplak da olmayasın! Öyle gel ki, ne ata binmiş olasın, ne de arabaya!
Geleceğin yola da ayağını basmayacaksın! Ne o yolun dışına çık, ne de o yolda
kal" dedi. "Bunu başarabilirsen seninle evlenirim" diye de
ekledi.
Kız gidip soyundu ve çırılçıplak kaldı; yani
üzerinde hiç bir giysi yoktu. Kocaman bir balıkçı ağı bulup içine girdi ve onu
vücuduna doladı. Yani artık çırılçıplak sayılmazdı. Sonra bir eşek satın aldı,
balık ağını onun kuyruğuna bağladı; hayvan kızı sürüklemeye başladı; böylece
kız ne ata ne de eşeğe binmiş oldu; öte yandan eşek onu öylesine sürükledi ki,
kızın sadece ayak başparmağı yere değiyordu; böylece ne yola ayağı bastı, ne de
yoldan dışarı çıktı.
Ve kralın huzuruna çıktığında bilmeceyi
çözmüştü. Bunun üzerine kral yaşlı köylüyü hapisten çıkardıktan sonra onun
kızıyla evlendi ve servetini ona bağışladı.Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine....
File çoraplarla ilgili bu yazımı
hazırlarken biraz da yabancı kaynaklara göz atayım dedim.Gerçi tamamını yabancı kaynaklardan buldum desem daha doğru olacak çünkü bu bilgileri yerli kaynaklarda bulmam mümkün olmadı.Aradığım bilgi aslında
file çorapların ilk ne zaman ortaya çıktığı idi.Bir yerde verilen bilgiye göre
file çorapların aslında ilk olarak Alman
Jacob Grimm ve Wilhelm Grimm kardeşler tarafından kaleme alınmış olan “
Köylünün Akıllı Kızı “ ("The Peasent's Wise Daughter","The Peasent's Clever Daughter ") adlı masalından ortaya çıktığına dair.Tabii çorap olarak değil de bir kıyafet olarak bahsedilmiş ve " acaba ? " denmiş.Gerçekten oldukça
ilginç bir yaklaşım ve benim de ilgimi çekmedi değil.Grimm Kardeşler’in çok
daha meşhur olmuş olan ve tüm dünyaca bilinen Rapunzel,Hansel ile Gretel,Bremen
Mızıkacıları ve Parmak Çocuk gibi ünlü eserleri de var.

Bir diğer bilgi ise
file çorapların hemen 1900 ’lerin başında Fransa’da sahne
sanatlarında,revülerde ve burlesk(burlesque) denilen ciddi konuların
abartılarak sahneye aktarıldığı müzikli gösterilerde kullanıldığı,giyildiği
yönünde.Özellikle de 1900’ lü yılların hemen başında dünyaca ünlü Moulin Rouge
kabaresinin dansçılarının sahne gösterilerinde file ve file çorapları
kullandığı bilinmekte.Bence de file çorapların ortaya çıkışının daha mantıklı
hali bu gibi.Amerika’da da görülmeye başlandığı tarihler yine 1900 ’lü yılların
hemen başına dayanmakta ve tabii yine Fransız sanatçıların bunda etkisinin
büyük olduğunu söylemek mümkün.Çok kısa bir sürede de -ki kaynakların verdiğine
göre- 1920 ’lerde yaygınlaşmaya başladığı.
O yıllarda kullanılan
ipek ve suni ipek çoraplar hareketi kısıtladığı için dansçılar tarafından file
çoraplar tercih edilirmiş.Işıklı sahne ortamlarında da bacağın kısmen görünüyor
olması onlara ayrı bir çekicilik kattığı
da ayrı bir gerçek.O dönemde henüz naylon da icat edilmediği için-ki bildiğim
kadarıyla 1938 yılında DuPont tarafından keşfedildi- kullanabilecekleri tek
aksesuar olan fileyi ve file çorabı kullandılar.
https://museumhosiery.com/#!glen_raven.html
Amerikan DuPont
firmasının bulduğu naylon ilk olarak diş fırça yapımında ve çok kısa bir süre
sonra da ince çorap üretiminde
kullanıldı.Fakat 1939 yılında ikinci dünya savaşının başlamasıyla naylon
üretiminin neredeyse tamamı paraşüt ve paraşüt ipi öncelikli olmak kaydıyla
askeri alana kaydırıldı.Bu yüzden kırklı yıllarda naylon çoraplar karaborsa
olarak satıldı ve 1959 yılında Allen Gant-Glen Raven Mills INC. tarafından ilk
külotlu çorabın üretilmesiyle naylon çorapların altın çağı başlamış oldu. İlk naylon
külotlu çorabın üretilmesi ve satışa sunulması 1959 yılına dayanmakta.Değişik
kaynaklardan edindiğim bilgiler sayesinde ilk olarak Amerika’da Glen Raven
Mills isimli bir tekstil firmasının sahibi olan Allen Gant tarafından üretildiği belirtilmekte.Böyle bir çorabı
üretmeye neden olan konu ise Allen Gant’in eşinin kullandığı jartiyer türü naylon( o dönem için
ipek de olabilir) çoraplardan sürekli olarak yakınması olmuş.” Külot ile çorabı
birbirlerine bağlamayı düşünsek nasıl olur? “ diye Allen Gant’e bir soru
yöneltince kocasının bu alanda çalışmasına neden olmuş.Bir süre sonra da Allen
Gant’in meslektaşları olan Arthur Rogers,Jo Austin ve Irwin Combs’ın da
yardımlarıyla “ Panti-Legs “ adını verdikleri ilk külotlu çorabı
üretmişler.Ürünün ticari olarak satışa sunulması ise 1959 yılı olarak
belirtilmekte
https://museumhosiery.com/#!glen_raven.html
Naylon külotlu
çorapların daha ucuz ve kullanımının daha rahat olması, ipek ve suni ipek dizüstü
çorapların-jartiyerlerin kullanımı da giderek azalttı.Özellikle altmışlı
yıllarda etek ve elbise boylarının kısalmasıyla çok fazla çeşide sahip külotlu
çoraplar herkes tarafından kullanılmaya başlandı.
File çorabı sahne
gösterilerinde ilk giyip kullanan kişilerden birisi de Amerikalı ünlü burlesque sanatçısı-dansçısı Rose Louise
Hovick olduğunu belirtmede de fayda var.


Buraya kadar yazmış olduğum bilgilerin tamamı yabancı kaynaklardan edindiğim ve bana da ilginç gelmiş olan makale ve yazılardan kısaca derlediğim küçük bilgi kırıntıları idi.Hemen hepimiz için son derece sıradan bir giyim eşyası olan çorapların kısa tarihine baktığımızda konunun masallardan başlayarak İkinci Dünya Savaşına kadar uzandığını ve sonra da modanın vazgeçilmez bir parçası olduğunu görmek mümkün.Bu bilgileri düzenlerken çok daha fazla konu hakkında da bilgim olmadı değil.Otuzlu yılların büyük buhranı ve Amerika'nın ekonomik sıkıntısıyla birlikte gelen ve sürekli artan suç oranlarını,bu sıkıntılı dönemde hükümet tarafından alınan ekonomik ve hukuki süreçler gibi daha bir çok konuda çok fazla yazı da okumuş oldum.İşin beni daha da mutlu kılan tarafı ise insanların o döneme ait olan bir çok bilgiyi ve paylaşımı hala ele alıyor ve önemsiyor olmaları idi.Konuyu öyle güzel ele alıyorlar ki sıradan bir çorapla başlayan yazı bir anda karaborsa,ekonomi,savaş ve gece hayatından bahseder hale gelebiliyor.Üzülerek söylemeliyim ki bu ve buna benzer konuların ele alındığı tek bir yazı dahi yerli kaynaklarda yok.Bizde nedense her şey " Tü Kaka " olmuş ya da " Müstehcen " kabul edilmiş ve hala da ediliyor.
Yazımın başlığında sorduğum " Sizin Fileniz Hangisi? " sorusunu kendime sorduğumda cevabım hemen sol taraftaki fotoğrafımda giymiş olduğum file çorap benim filem diyebilirim.Bu tarz olan micro-çok küçük gözenekli olan file çorapları sıklıkla kullanıyorum.Özellikle sonbahar ve kış mevsiminde tercih ettiğim sade ve bana güzel görünen modellerden biridir.Bazı firmalar bu çoraba " TÜL " bazıları da " MİKRO-MICRO " file adını vermekteler.
Yerli markaların bu tür çoraplarının neredeyse tamamı siyah renkte ve çok az bir bölümü ten renginde üretilmekte.Bronz,vizon,açık ten ya da lacivert gibi farklı renk tonları ise yerli çorap üreticileri tarafından maalesef ki üretilmemekte.Bazen çok nadir de olsa kemik rengine rastladığım mikro file külotlu çoraplar oldu ama imalatçı firma-firmalar tarafından kısa bir süre sonra üretimden kaldırıldılar.
Yandaki çorap Penti'nin " TÜL " olarak adlandırdığı on beş denye incelikte olan tül külotlu çorabı.Penti'nin yeni sezon çoraplarına bakarken bu seferki tercihimi file çoraplarından yana kullandım.Hem bu çorapları giymek hem de yeni yazımın konusunu oluşturmak için güzel tercihler yaptığım kanısındayım.Öyleyse gelin birlikte Penti'nin Sonbahar/Kış 2022 file çoraplarına şöyle bir göz atalım.
Penti " TÜL " son derece yumuşak ve oldukça şık bir çorap.İçeriğindeki %17'lik elastan sayesinde oldukça esnek ve kullanımı da son derece rahat.Giyimi de oldukça kolay.
Görünüm olarak ilk bakışta on beş denye ince bir çorap gibi duruyor.Zaten fotoğrafta da ilk gördüğünüz normal siyah ince bir külotlu çorap.Çok ince file deseni ancak dikkatli bakıldığında anlaşılıyor.
Çorabın ambalajını ve özellikle de fotoğrafını çok beğendim.Oldukça sade olan ambalaj güzel fotoğrafı sayesinde son derece dikkat çekici hale gelmiş.
Bu çoraptaki beden tercihim dört numara oldu.Belki üç numara da olabilirmiş çünkü yukarda da bahsettiğim gibi çorap oldukça esnek.O yüzden çorabı alırken normal bedeninizden bir küçük bedenini dahi tercih edebilirsiniz.
Penti " TÜL " ün sevdiğim bir kısmı ise parmak kısmının burun takviyesiz olması oldu.Bu tür çorapların burun ve hatta külot kısmının şeffaf olması çorabı daha zarif gösterdiği kanısındayım.
Külot kısmı ise ekstra güçlendirilmiş ve aynı zamanda da pamuk ağlı bir bölümü var.Bel lastiği ise oldukça rahat ve sizi sıkmayan bir yapıda.

Penti'nin TÜL külotlu çorabı daha önceki yıllarda da Penti koleksiyonunda yer almış ve o zamanda da giyip kullanmıştım.Eğer bu keyifli çorabı giymeyeniniz varsa kesinlikle alıp kullanmasını tavsiye ederim.

Penti Tül 'ün beden tablosuna baktığımızda dört farklı bedende üretildiğini görüyoruz.Burada beni daha çok ilgilendiren değer ise üç ve dört beden külotlu çoraplar.Bu şekilde bir çorabın beden tablosuna bakarken ilk aradığım özellik boy ölçüsü olmakta.Eğer üç ya da dört bedenler için 185 cm boy değerini görürsem bu beni oldukça memnun ediyor.Gerçekten 185 cm boyda birisi için külotlu çorap bulmak oldukça zor.Bazı çorapların ölçü tablosunda yazıyor ama çorabı alıp giymeye kalktığınızda çorabın çok kısa olduğunu ancak o zaman fark ediyorsunuz.Penti'nin ölçü tablosunun kesinlikle doğru olduğunu söylemeliyim.Hatta dört bedenin 190-195 cm boyda olanlarımıza dahi rahatlıkla olacağını düşünüyorum.
Hem file desenli hem de puantiyeli bir çorap giymeyi düşünüyosanız Penti " AURORA " tam size göre.Otuz denye incelikteki bu çorap bence sonbahar ve kış mevsimi için ideal tercihlerden biri.
Penti " AURORA "nın burun ve külot kısmı ekstra güçlendirilmiş.Otuz denye incelikte olan Aurora %11 elastana sahip.
Siyah-beyaz fotoğrafları oldum olası renkli fotoğraflardan daha çok sevmişimdir.Siyah-beyaz fotoğraflar bana hep daha doğal gelmiştir.Blog yazılarımda da bu fotoğraflara fazlasıyla yer vermeye çalışıyorum.Zaten çoraplar da siyah olunca fotoğrafı renkli çekmek bence anlamsızlaşıyor.
Aurora'nın beden tablosunda iki adet ölçü verilmiş.Boy ve kilo oranları biraz daha geniş bir yelpazede tutulmuş ve çorabın beden ölçüsü olarak iki değer belirtilmiş.Ben tercihimi yaparken L/XL yani 3/4 bedeni dikkate aldım.Ölçü tablosunda 180 cm boy değeri verilmiş olsa da bana küçük gelmedi.Giyimi ve kullanımı da oldukça rahattı.Sanırım Penti bu modellerinde biraz daha büyük beden çalışmış.
Ve sizlere son olarak bahsetmek istediğim çorap Penti'nin 40 denye incelikteki
" DRESSY " modeli.
" Dressy " külotlu çorap aslında mikro file-tül tarzında olan aynı zamanda da desenli olan bir çorap.
Kırk denye ve yarı şeffaf özelliği sayesinde hemen her vakit rahatça kullanılabilecek bir çorap.Özellikle bu mevsimde ve biraz daha soğuk havalarda kullanışlı olabileceğini düşünüyorum.
Penti'nin her üç çorabı da gerçekten güzel.Gerek rahatlığı ve sağlamlığı gerekse de ambalaj tasarımı ve fotoğrafları ile oldukça şık ve bir o kadar da güzel hazırlanmış çoraplar.Ben beğendim.Umarım sizler de giyip memnun kalırsınız.
Kısa yazımda hem file desenli çorapların nasıl ortaya çıktığına hem de benim daha çok hangi file çorapları tercih ettiğime şöyle bir bakmış olduk.Peki sadece bu tarz fileli olanları mı giyiyorsun diye soracak olursanız cevabım hayır olacaktır.Elbette daha farklı olan file çorapları da kullanmıyor değilim.İsterseniz onlara da fotoğraflarla bir göz atalım.Belki de " Sizin File Çorabınız Hangisi ? sorusuna cevap bulmanıza da yardımcı olmuş olurum.
1.
Puantiyeli çorapları çok sevdiğimden file çorap kullanırken ya da ince çorap kullanırken de puantiyeli olanları daha çok tercih ediyorum.
File çorapları bence kullanışlı yapan yönlerinden birisi de bildiğimiz klasik ince çoraplara nazaran daha zor kaçıyor olmaları.Aslında file çorabın kaçması ne kadar doğru bir ifadedir orası tartışılır ama delinip-yırtılması demek belki daha doğru olacak gibi.
File çorapların bana göre bir diğer avantajlı tarafı ise bacağın hava ile temasının daha fazla olması.Gözenekli-ağsı bir yapısı olması sayesinde diğer çoraplara nazaran çok daha az terleme yaptıklarını söyleyebilirim.Bu yüzden biraz daha sıcak hava koşullarında dahi giyilmesi oldukça kolay.Burada " Soğuk havalarda file çorap giymemiz daha zor olmaz mı ? " diye soranlarımız için de cevabı aşağıda verelim.
2.
Diyelim ki kış mevsimindesiniz ve kıyafetinize uygun bir file çorap arıyorsunuz.Ya da ben bugün file çorap giymek istiyorum diyip inadınız tuttu.İlla o file çorap giyilecek 💪dediniz.O zaman da imdadınıza kış mevsimi için hazırlanmış bir file çorap yetişecektir.Biraz daha kalın bir file külotlu çorap bu işi görecektir.
3.
Eğer çok üşüyenlerimizdenseniz " Ben kış mevsiminin insanı değilim " diyorsanız o zaman size biraz daha kalın olan böyle bir çorabı önerebilirim.Hem file hem de kalın opak bir çorap sizi soğuktan koruyacaktır.
Kış mevsiminde kullandığımız külotlu çorapların bizi soğuktan nasıl koruduğunu her halde bilmeyenimiz yoktur.Özellikle son yıllarda giderek daha da fazla karşılaştığımız termal külotlu çorapların soğuk havada katkısı inanılmaz fazla.Sadece termal külotlu çoraplar değil termal üst giyim eşyaları da günlük hayatımıza çoktan girdiler bile.
Gerek termal çorap olsun gerekse de termal üst olsun bu konuda tercih yaparken ürünün mümkün olduğunca pamuk içermesine dikkat etmek gerekiyor.Aslında en güzeli yün ihtiva eden ürünler ama maalesef ki üreticiler hem maliyet artışlarından dolayı hem de daha ucuz ürünlere yönlendikleri için genel olarak naylon-polyester içeriği çok daha fazla olan ürünleri piyasaya sunmaktalar.
Naylon içeriği çok olan giyim eşyaları da malumunuz kış aylarında fazla ısıtmadığı gibi yaz mevsiminde kullandığımız t-shirt,penye,bluz,etek,çorap vs. gibi ürünler de alerji gibi sorunlara sebep olabilmekte.O yüzden aldığımız çorapların ve diğer giyim eşyalarının da mümkün olduğunca doğal yollarla üretilmiş ya da belirli standartlarda hazırlanmış kıyafetler olmasına dikkat etmemiz gerekiyor.
Takip ettiğim kadarıyla söylemeliyim ki özellikle Avrupa ülkelerinde son yıllarda bu alanda çok ciddi çalışmalar yapıldı.Çevreye ve insan sağlığına daha duyarlı ürünlerin piyasalarda daha fazla yer aldığını görmekteyiz.Üretilen ürünlerin ambalajlarında da " ÇEVRE " etkisi mutlaka vurgulanır oldu.Hatta bir çok üretici firma internet sayfalarında bu alanda ürettikleri ürünleri özel bir sunum ile ayrı bölümlerde tanıtmaya-satmaya çoktan başladılar bile.İtalyan Oroblu,Polonya Gatta,Alman Falke,Avusturya Wolford,İtalyan Calzedonia ve yine başka bir Polonya markası-ki Polonya çorap markalarının hemen hepsi tek kelimeyle mükemmel çoraplar üretmekteler-olan FiORE'nin bu alanda ürettiği ve özel olarak reklam edip tanıttığı çok özel çoraplarının olduğunu biliyorum.
4.
Buraya kadar anlattıklarımda file çorapların hemen hepsi siyah idi.Peki biz hep siyah file çorap giymek zorunda mıyız?
Elbette siyah giymek gibi bir mecburiyetimiz asla yok.İyi hoş güzel de renkli file çorap neden üretilmiyor?Neden hep siyah ya da çok az bulunan ekru,beyaz tonlarını kullanmak zorundayız?
Mesela yanda fotoğrafını paylaştığım ekru renk kış filesi çorabın neden lacivert,yeşil ya da bordo renkleri olmaz anlamış değilim.Çok mu rüküş olur? Ya da file çorabın adı çıkmış dokuza inmez sekize olduğundan mı bu tarz çoraplar hep ikinci planda kalır?
Sizi bilemem ama eğer farklı renkleri olsaydı ben şahsen kullanırdım.Çok fazla da umrumda olmazdı.
Desenli kış filelerine baktığımda gerçekten renklerin neredeyse tamamı siyah.Bırakın kış file çorapları ince file çorapların renkleri de sadece siyah ve bildiğimiz ten rengi ile sınırlandırılmış durumda.Ten renk çorap konusu ise tamamıyla ayrı bir muamma.Ten renk bir çorabı giydiğimde bacağım adeta sararıyor.Şu klasik ten renk ( 57 ) lütfen artık sarı olmasın.Bacaklar sapsarı gözükmesin.
Fakat durum işin fantezi tarafında oldukça değişmekte.Maaşallah erotik mağazalarda file çorapların hemen her rengi var.Ve üstelik bir çok fantezi kıyafetlerle birlikte satılıyor.Sanırım ben file çoraplar hakkında yanlış düşünmüşüm.Gördüğüm kadarıyla onlar fantezi dünyasının fantastik canavarları olarak kalmaya devam edecekler gibi.
5.
Renkli olabilirler mi? Evet.... Bence renkli olabilirler 😍
6.
Belki de siz simli olan parlak file çorapları sevenlerdenseniz.Metalik parlak ipliklerle beraber örülmüş olan file çoraplar benim de severek kullandığım çoraplar arasında.
Metalik-Lurex ipliklerle donatılmış olan külotlu çoraplar oldukça göz alıcı.
Metalik iplikler bildiğiniz gibi sadece file çoraplarda değil aynı zamanda opak külotlu çoraplarda da kullanılmakta.Simli olarak satılan bu tarz opak külotlu çorapların da bacağa ayrı bir hava kattığı kesin.
Belki bazılarımıza biraz fazla abartılı gelebilir ama parlak çorap sevenlerimiz için de bu tarz metalik-lurex file çoraplar bir alternatif olabilir.
7.
Yandaki gibi büyük gözenekli bir file çorap giymek istersem bunu genelde yırtık model jean pantolonum ile kombinleyerek giyiyorum.
Çok uzun yıllardır Rock-Heavy Metal 🤘dinlediğim için salaş kıyafet ve botlarla güzel olabiliyor.Bazen Hayko Cepkin de konserlerinde bu tarz file çorapları giydiği olmuştu.Bence bunu sizler de denemelisiniz.
Soğuk havada file çorap giymeyi düşünürsem eğer bazen file çorabın altına renkli opak külotlu çorap giyerek de onları kullandığım oluyor.Buradaki tek sıkıntı oluşturabilecek şey ise iki tane külotlu çorabı üst üste giydiğinizden dolayı bel lastiklerinin karnınızı çok sıkıp rahatsızlık verebileceği.Ama yine de giyin 😊💜
8.
Belki de siz dantelli olan file çorapları seviyor da olabilirsiniz.Bol işlemeli ve oldukça dikkat çekici olan bu tarz çorapları çok kullandığımı söyleyemeyeceğim çünkü bana çok gösterişli ve abartılı gelmekteler.Ama yine de giydiğim oluyor.
Eğer bu şekilde dantelli ve işlemesi bol olan bir file çorap giymek isterseniz öncelikle Calzedonia markasının çoraplarına bir göz gezdirmenizi tavsiye ederim.Her sezon yenilediği tüm külotlu çorapları oldukça çeşitli ve güzel.Ayrıca daha fazla renk ve beden çeşidine sahip file külotlu çorapları yine Calzedonia' dan temin etmeniz mümkün.
9.
Külotlu çorapları pek tercih etmeyenlerimiz için de silikonlu diz üstü file çorapları tavsiye edebilirim.Yandaki çorabım bir fileli değil ama sizlere bir fikir vermesi açısından bu fotoğrafı paylaştım.
Kış mevsiminde kullandığım opak çoraplardan biri olan silikonlu modeller oldukça rahatlar.DayMod markasının bu modelini de kullanmanızı öneririm.
File çoraplar konusunda daha bahsetmek istediğim konular var ama şimdilik onları başka yazılarıma saklayayım.Farklı gözenek boyutlarıyla gerek dantelli olsun gerekse de ince fileli olsun bu çorapları kullanmak oldukça keyifli.Öyleyse tekrar soralım ve diyelim ki " Sizin Fileniz Hangisi ? "
Sağlıkla Kalmanız Dileğiyle
Mantyhose Çorap
Suwen in tulle çorabını da bir göz atmanızı tavsiye ederim
YanıtlaSilSuwen hep aklımda olan bir marka aslında.Yakın bir zaman önce sipariş vermek istedim ama maalesef ki bedenime uygun çorabı yoktu.Hatta indirimli bir kampanyası da vardı ama satın alamadım.Güzel tavsiyeniz ve yorumunuza teşekkür ederim.
SilMantyhose Çorap
merhaba. üzgünüm çünkü cecilla de rafael tr de satışını sonlandırmış. Özellikle tamamı dikşsiz ve ağdan oluşan modeli ve diğer muhteşem ince parlak külotlu çorap modellerini nasıl bulabilirim?Şimdiden teşekkür ederim,
SilMerhaba,
SilMaalesef ki Cecilia De Rafael markası Türkiye'de ki satışını sonlandırdı.Yerli bir firma aracılığı ile yapılan satışı şu an yok.Tahmin ettiğim kadarıyla Lira/Euro arasındaki çok ciddi kur farkı bunda etkili oldu diye düşünüyorum.Bu ve buna benzer daha bir çok yabancı marka Türkiye'den çekildi ve hala da çekilmeye devam ediyor.
Tamamı dikişsiz olan külotlu çoraplar henüz Türkiye'de yerli firmalar tarafından hala üretilememekte.Fakat Türkiye'de hala satış yapmakta olan ve bazı büyük kentlerde de mağazaları olan İtalyan menşeili Calzedonia firmasının tamamı dikişsiz " Totally Invisible " külotlu çorabı mevcut.Daha önce çok defa kullandığım bu dikişsiz külotlu çorap Cecilia De Rafael'in çorapları gibi parlak değil.Tam tersine mat bir çorap.Belki dikişsiz külotlu çorap olarak sizi kısmen de olsa memnun edebilir.
Bir diğer önerebileceğim marka ise Avusturya menşeili Wolford firması. Wolford'un Türkiye resmi satış bayisi ise İstanbul Teşvikiye'de.Eğer internet üzerinden Wolford İstanbul olarak arama yaparsanız " Fatal 15 Seamless " tamamen dikişsiz olan bu çorabı da buradan satın alabilirsiniz.Fatal 15 dikişsiz olan külotlu çorap da mat bir çorap.Gerek Calzedonia ve gerekse de Wolford'un bu çorapları Cecilia De Rafael'in Sevilla Libero külotlu çorabı gibi dikişsiz ama onun gibi parlak değiller.
Yerli marka olarak da DayMod'un Venüs 40 parlak külotlu çorabını kesinlikle tavsiye ederim.Son derece parlak olan bu yarı şeffaf çorap da parlaklık olarak beklentinizi karşılayabilir.Külot ve burun kısmı güçlendirilmiş olan Venüs 40 parlaklık ve kalite olarak Wolford'un Neon 40 modelini andırır.
Yine DayMod'un Safir 20 parlak külotlu çorabını önerebilirim.Külot kısmı bacak dokuması ile aynı kalınlıkta olan ve burnu şeffaf bu çorap da parlaklık ve kalite olarak beklentinizi karşılayabilir.Güzel yorumunuza ve ilginize çok teşekkürler.
Sağlıkla Kalmanız Dileğiyle Nice Mutlu Senelere
Mantyhose Çorap